Başkan hesap vermeli

Geçen dönem rakipsiz bir seçimle iş başında kalan, bu süre içerisinde bin bir yanlış ve yalan uygulamanın altına imza atan Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, bunların hiçbirisi için hesap verme gereği duymadı.

Son seçimde karşısında bir rakip bulunca durum değişti. Bir anda fırtınaya tutulup Allah’a yalvaran denizci misali bütün günahlarından ve yanlışlarından tövbe ettiğini beyan etti.

Hazırlıksız olduğu için, rakibinin plan ve projelerini seslendirdi. Seçimi kazanmak için Demirel misali bir seçim stratejisi izledi.  Sonuçta seçmeni ikna ederek koltuğu korumasını bildi.

Değişim ve gelişim vaadi, önceki döneme göre daha nitelikli insanlardan oluşan bir yönetim kurulu oluşturmasına fırsat verdi.

Her ne kadar taraftarlarla, kongre üyeleri Yıldırım Demirören konusunda aynı fikirde olmasa da, koltuğunu koruyan Demirören, seçim sonrasında hiçbir maçı İnönü Stadı’nın koltuklarından izlemeye cesaret edemedi.

Çünkü yaptıkları nedeniyle taraftarın Demirören’e içi ısınmasa da, kendisine bir süre daha avans tanıdı.

Seçim bitti, “Aynı tas aynı hamam” durumu hiç bitmedi. Bitmeyecek...

 Burjuvazinin şımarık çocuğu canının istediği gibi at oynatıyor. İstediğini alıyor, istediğini gönderiyor. Canının istediği şekilde borçlanıyor.

Babasının parasını harcarken gösterdiği özen ve dikkati kulübün harcamalarında göstermiyor. Eğer her iki kurumun da yönetimi aynı olsaydı, babasının şirketi çoktan iflas masasını boylardı. Hâlbuki biri büyürken, kulüp her açıdan küçülüyor.

BEŞİKTAŞ’A SAHİP ÇIKIN

Buradan Beşiktaş camiasına seslenmek istiyorum.

Lütfen birileri bu duruma dur desin. Bu fiyaskolar bir an önce son bulsun.

Geçen sezon Ertuğrul Sağlam’a yapılan dün de Mustafa Denizli’ye de yapıldı. Önceki yıllarda da Rıza Çalımbay’a aynısı yapıldı. Kendi evlatlarını çekinmeden yiyen anlayış, yabancıların yollarına gelirken de giderken de çuvalla para dökmeyi alışkanlık edindi.

Mustafa Denizli ile yola devam etmenin intihar olduğunu daha önce belirtmiştim. Fakat yol ve yöntem ahlaki değil hatta ahlaksızca.

 Herkesin peşinden iş çevirmek şımarık burjuva çocuğu alışkanlığı olsa gerek. Hep aynı yöntem, hep aynı yalanlar. Önce yalanla sonra kabul et.

Nedir bu camianın sizden çektiği. Beceremeyeceğin işin başına ne diye geçersin?. Neden milyonlarca taraftarı kandırırsın!

Bülent Çağlar, Metin Keçeli, Sinan Vardar ve diğerleri, hepsi bir seçim malzemesiydi yoksa...

Şimdiden söylüyorum.

Beşiktaş için gelecek sezon da “Kayıp sezon” olarak tarihe geçmek üzeredir. Babası, ya da bir başkası, birileri Demirören’e ‘dur’ desin. Gerçekten yeter artık.

Nurullah Öztürk